Korku, gerilim, gizem dolu, rahatsız edici sahnelere sahip filmler






Tam tamına 10 film ve bu filmler korku filmi, etkileyici ve bir o kadar da rahatsız edici sahnelere sahip filmler.


1. Kevin Hakkında Konuşmalıyız (2011)



Eva, Kevin'a hamile kaldığı gençlik yıllarında bütün kariyer planlarını ve hedeflerini bir kenara koyarak çocuğunu dünyaya getirmeye karar verir. Fakat annenin oğlu için hayatından yaptığı bu fedakarlık maalesef Kevin'in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatlarını ters yönde etkilemeye başlar. Kevin 15 yaşına geldiğindeyse lisedeki çete gruplarıyla takılmaya başlar ve hiç kimsenin hoş görmeyeceği olaylara karışır. Eva oğlunun hatalarından dolayı derin sorumluluk ve suçluluk duyarak, nerede yanlış yaptığını sorgulamaya başlar. Bu arada Kevin'in ayrıldığı babası ile yeniden iletişime geçmek durumundadır... Eleştirmenler tarafından Tilda Swinton'ın şimdiye kadarki en üstün oyunculuk performası olarak değerlendirilen filmin diğer başrollerini bugüne kadar komedi filmlerindeki performanslarıyla hatırladığımız John C. Reilly ve genç oyuncu Ezra Miller yer alıyor. Lionel Shriver'ın romanından Lynne Ramsay ve Rory Kinnear tarafından uyarlanan filmin yönetmenliğini ise gene Ramsay üstleniyor. Ülkemizde vizyon tarihi henüz belli olmayan Kevin Hakkında Konuşmalıyız (We Need to Talk About Kevin), 64. Cannes Film Festivali'nin uzun metraj yarışmalı bölümünde Altın Palmiye için yarışmış ve eleştirmenlerden tam not almıştı. Müziklerinde Radiohead grubundan Johnny Greenwood'un imzası olan psikolojik gerilim türündeki film ülkemizde ilk kez 2011 Filmekimi'nde seyirciyle buluşmuştu.




2. The Snowtown Murders (2012)






3. Sibirya Ekspresi (2008)



Woody Harrelson'ın canlandırdığı Roy ile Emily Mortimer'in hayat verdiği Jessie karakteri, Amerikalı, uyumlu görünen, değişik karakterde iki insanın oluşturduğu bir çifttir. En son Pekin'de yaşamlarını dürdürürken memleketlerine dönmeye karar vermişlerdir. Yolculuk için yerlerini aldıkları trende kompartıman arkadaşları Carlos ve Abby adlı, en az kendileri kadar tuhaf bir çift oluverir. Filmde Carlos karakterini yakışıklı oyuncu Eduardo Noriega canlandırırken, gizemli kız arkadaşı rolünde Kate Mara yeralıyor. Aralarında hızlı bir şekilde evlerinden uzaktaki gezginler arasında kurulan temelleri çok da sağlam olmayan bir bağ kurulur. Roy durakların birisinde trenden ayrılır. Jessie yeni arkadaşlarının göründükleri gibi olmadıklarını anlamaya başlar. Fakat bu unutulmayacak seyahatin gerçek tehlikeleri yeni yeni su yüzüne çıkmaya başlamıştır. Başlangıçta basit bir tren yolculuğu gibi gözüken gezi macerası, giderek Rus polisler (Ben Kingsley ve Thomas Kretschmann), mafya, işkence, uyuşturucu ve cinayetle dolu korkutucu bir kovalamacaya dönüşecektir.




4. Murder-Set-Pieces (2004)






5. Şeytan - The Exorcist (1973)



Yeni filminin çekimleri sırasında 12 yaşındaki kızı Regan'ın tuhaf eylemler sergilemeye başladığını fark eden aktris Chris MacNeil, kızını doktora götürür. Doktorlar beyninde geçici bir hasar olabileceğini söyleseler de bu vaka daha önce rastlanmamış türdendir. Bir seri tıbbi testten sonra küçük kızın hiçbir sorunu olmadığı ortaya çıkar. Ancak Regan'ın tuhaf halleri sona erecek gibi değildir. Küçük kız son derece şiddetli bir şekilde titremekte, garip sesler çıkarıp hiçbir anlamı olmayan hareketlerde bulunmaktadır. Bu ürkütücü durum karşısında çaresiz kalan Chris, kızını aynı zamanda psikiyatr olan Peder Merrin'e götürür. Peder, Regan'ın içine şeytan girdiğini tespit edecek, aile çaresizce bu durumdan kurtulmaya çalışacaktır. Korku-gerilim sinemasının en esaslı öncül filmlerinden biri olan 'Şeytan' William Peter Blatty'nin aynı isimli romanından uyarlanmıştır.




6. Cennetin Kapısında (2009)



Gangster filmleri üçlemesi Pusher ile tanınan yönetmen Nicolas Winding Refn, Pusher filmlerinin yıldızı (ve Ateş ve Citroen, Casino Royale, Prag, Düğünden Sonra filmlerinin oyuncusu) Mads Mikkelsen’le, bu kez henüz Ağustos ayında Venedik Film Festivali’nde ilk kez izleyiciyle buluşan epik bir Viking filminde buluşuyor. MS 1000 yılında geçen filmde Mikkelsen, Tek Göz adında dilsiz bir savaşçıyı canlandırıyor. Yıllarca bir Norman’ın tutsağı olan Tek Göz, on bir yaşındaki köle Are’nin yardımıyla kaçar. İskandinavya’ya dönmek için bir Viking gemisine binerler ama tanımadıkları bir ülkede karaya çıkarlar. Vikinglerin sonu, görünmeyen düşmanlarının elinde kanlı olur; Tek Göz ise bu vahşi ülkede gerçek kimliğini bulacaktır. , adını Kuzey mitolojisinde savaşçıların gittiğine inanılan cennetten alıyor.




7. The Bunny Game (2010)






8. Mutluluk (1998)



Yalıtılmışlık... yabancılaşma.. mutluluk. Amerika’da hepsini birlikte alabilirsiniz. Ya da belki ayrı ayrı alma şansınız yoktur. Yeni bir televizyon alın mutlu olun. Yetmedi mi? Yabancılaşmayı deneyin. Televizyon alacak paranız mı yok? O zaman yalıtılmış bir hayat yaşayın. 'Mutlu olun', eğer işe yaramıyorsa 'mış gibi' yapın. İkiyüzlülüğü de ihmal etmeyin...30 yaşındaki Joy Jordan; anne ve babasının, Florida güneşi altında yeni bir yaşama doğru uzaklaşırlarken arkalarında bıraktıkları New Jersey’deki evde, yalnız yaşayan, bekar bir genç kadındır. Yaşlı çiftin sevgiden yoksun ve acıklı evlilikleri ise, cazibesi yıllar önce sönmüş olan Diane’ın tehdi altındadır. Öte yandan hayattan umudunu kesmemiş olan Joy, doğru erkeğin ve kariyer başarısının hemen köşeyi dönünce karşısına çıkabileceğini düşünecek kadar saf gözlerle bakmaktadır yaşama. Halihazırdaki erkek arkadaşı Andy’yi kaybettikten bir süre iş değiştirip yetişkinler için eğitim veren bir 'hayır kurumunda' işe başlar. Buradaki öğrencilerinden Rus göçmeni, taksi şoförü ve bir hırsız olan Vlad ile romantik bir ilişkiye de girecektir.Joy’un iki kızkardeşi, mutlu bir evliliği olan Trish ve başarılı yazar Helen, bir yandan Joy’a küçük gören ve acıyan gözlerle bakmaktan ve bunu dile getirmekten geri durmazken, bir yandan da itiraf edemedikleri kendi sorunlarına sahiptirler. Gerçek yaşamda karşılaşılan tehlikelerin yazılarına getireceği duygusal otantikliğin peşindeki Helen, telefon tacizlerinin kurbanı haline geldiğinde; sapığın, yan dairedeki yakışıklı değilse de zararsız görünen yalnız genç adam, Allen olduğundan bihaberdir. Helen’e platonik bir şekilde aşık olan Allen’in kendi başındaki dert ise, pek de göründüğü kadar zararsız olmayabilen Kristina’dır.Allen hastalıklı romantik dertlerini psikoloğu Bill ile paylaşır. Pek tabii ki Bill’in Helen’in kızkardeşi Trish’in kocası olduğunu ve kendi 'küçük' tutkuları olduğundan habersizdir. Bill bir yandan ergenlik acıları içerisindeki oğlu Billy’nin kendi sorunlarına cevap bulmaya çalışırken, bir yandan da küçük çocuğun okul arkadaşlarında sapkın bir çekicilik bulmaktadır.1998 Cannes Film Festivali’nin uluslararası eleştirmenler ödülünü oybirliği ile haketmiş olan bu film, tematik ve biçimsel olarak Todd Solondz’un bir önceki eseri Oyun Evine Hoşgeldiniz’in devamı olarak kabul edilebilir. Solondz bu denemesinde de, bir öncekindeki kadar başarılı olmayı ve tüm eleştirmenler tarafından saygıyla selamlanmayı bilmiş görünüyor.




9. Ölüm Listesi (2012)



Elindeki işi yüzüne gözüne bulaştırdıktan sonra yeni görev üstlenen bir tetikçi üç cinayet için garanti vererek önceki başarısızlığına dair sağlam bir bedel ödeyecektir. Başlangıçta kolay bir iş gibi görünen olay çok geçmeden farklı bir biçimde çözülmeye başlar. Öyle ki katilin kalbi dipsiz karanlıklara doğru yola çıkacaktır. Bedel sözcüğü hiç ummadığı bir anlamda gerçek olacaktır. Hayatı yönetenin kişinin kendisinden ziyade çok daha yüksek bir güç ve enerji olduğu aşikardır. Ve elbette duruma teslimiyet kaçınılmazdır.




10. Ölü Kız (2008)



Hademe olarak yaşayan ve yalnız bir hayat süren Arden’in (Toni Collette) hayatı cinayete kurban gitmiş bir genç kızın cesedini bulmasıyla bir anda altüst olur. Bu keşif kız kardeşi o henüz küçük bir çocukken kaybolan Leah’a (Rose Byrne) belki de yaşadığı travmaya son verme imkanı sağlayacaktır. Ev kadını olan Ruth (Mary Beth Hurt) ise ceset ve kocası Carl (Nick Searcy) arasında rahatsız edici bir bağlantı kuracaktır.

TAG